Ortalama bir bardak kahvenin %98’i sudan meydana geliyor. O yüzden iyi bir kahve içmek istiyorsan mutlaka kaliteli su kullanmalısın. 

Yeni bir kahve denedikten sonra şöyle yorumlar olabiliyor; bu kahve çok asidik, bu kahve çok acı veya bu kahvede garip bir koku var. Aslında bu gibi durumlarda hep kahve çekirdekleri ve kahvenin kalitesi sorgulanır. Fakat aslında bakarsan filtre kahvenin %98’i sudan oluşuyor. Evet, kahve çekirdekleri de önemli. Çünkü kahve çekirdeğinden lezzet alıyoruz. Sıcak su, öğütülmüş çekirdeklerdeki çözünür bileşikleri çözüyor. Kahve söz konusu olduğunda, her bir çekirdekten çıkarılabilecek çok fazla lezzet ve kafein var. Kahvenin fazla ekstrakte edilmesi (yani, çekirdeklerden çok fazla çözünür aromayı alman anlamına gelir) kahvenin tadını daha acı, kuru ve tatsız hale getirecektir. Ve eksik ekstrakte etmek (yani bu bileşikleri yeterince çözmemişsinizdir) sana ekşi ve biraz tuzlu tadı olan kahve bırakacak. Bu aşamada kaliteli kahve kullanmak ve kaliteli su kullanmak iyi bir kahvenin sırrı gibi görünüyor.

Lezzetli bir kahve için altın oran nedir?

En lezzetli kahve tadı için, kahveyi demlendiğimizde, kahvenin suya oranının 1:16 olmalı. (Bu oranı ağırlık olarak ölçmeyi tercih ediyoruz, 22 gram kahve ile 352 gram su gibi, ancak bir tartın yoksa su bardağı ile ölçebilirsin) Daha fazla çekirdek eklediğinde, sadece kahveyi boşa harcarsın, çünkü fazla ekstrakte edilmiş kahve tatları aslında kahveyi daha yoğun veya sert yapmaz. Kahvenin yoğunluğu çekirdeğin öğütme boyutu, demleme süresi ve su sıcaklığı ile ilgilidir, ancak en önemli faktör kahve / su oranıdır.

Fakat daha büyük bir fincanda kahve içmek istersen o zaman alacağın kahveyi değiştirmen gerekiyor. Kahve oranını arttırmak yerine, koyu kavrulmuş kahve almak büyük fincanda kahve içmeyi sevenler için daha uygun. Eğer daha fazla kafeini olan kahve arıyorsan hafif kavrulmuş kahve çekirdeklerini tercih edebilirsin.

Ama her iki durumda da 1:16 kahve / su oranında demlemelisin. Kahveye daha fazla su koymak sadece kahvenin tadını bozar ve lezzetini değiştirir.

Kahve hazırlarken nasıl su kullanılmalı?

Sunulan tüm kahvelerin temeli H2O yani sudan geçer. Kahvede kullanılan su kalitesi, içinde çok şey gizler. Şeffaflığına rağmen, musluk suyumuzda çok miktarda çözünebilir ve katı madde bulunmaktadır. Musluk suyundan gelen bu kirleticiler ve diğer maddeler kahvenin tadını doğrudan etkiler. Ayrıca şunu da aklında bulundur: Plastik şişedeki suyun içme kalitesinde olduğu söylense dahi, sağlığın için zararlı olmayabilir, ancak yine de kahvenin lezzetini etkileyen etkenler barındırması mümkün.

Kahve demleme suyunun tadı, kokusu ve görünümü bakımından temiz ve taze olmalıdır. Ayrıca gıda kalitesinde olmalı ve suda klor, kloramin ve hipoklorit olmamalıdır. Bu temizlikteki bir su, dünya çapındaki ana musluk su borularının düzenli olarak dezenfekte edilememesi nedeniyle maalesef oldukça zor bir durumdur.

Kahve hazırlamak için taze ve kaliteli suyun her zaman en iyi başlangıç ​​noktası olduğunu hatırlamakta fayda var. Musluktan gelen suyu filtrelemeden kullanmak filtre kahvenin tadının bozulmasına yol açabilir.  Musluk suyunun tadı ve kokusu direkt olarak kahveye geçer.

Musluk suyu neden kahvenin tadını bozabilir?

• Topraktaki maddeler, örneğin mineraller ve diğer organik maddeler
• Mikrobiyolojik kalite standartlarını korumak için ana su borularına eklenen klor gibi maddeler
• Su arıtımından elde edilen maddeler
• Su kaynaklarındaki maddeler, örneğin bakır ve demir
• Su kaynaklarınaki kirlilikten kaynaklanan kalıntılar

Kısaca, kullanılan suyun karakteri ve kalitesi demlenen kahveyi tanımlar. Düşük miktarda mineral içeren su, genellikle yüksek miktarda mineral içeriğinden sudan daha kötü bir seçenek. Ayrıca, mineraller arasında pozitif bir denge olmasını istediğimiz için, düşük karbonat sertliği toplam sertliği düşürerek telafi edilmelidir. Sert musluk suyu kahvemizdeki zayıf asitleri artıracak ve aynı zamanda kahve ekipmanı için daha sık kireç çözme anlamına da gelecektir.

Yüksek kaliteli su standartları nasıl olmalı?
Dünya çapındaki musluk suların çoğu hem karbonat sertliği hem de toplam sertlik açısından oldukça yüksektir. Musluk suyunu nerede olursak olalım filtreleyerek kahve demlemede kullanmalıyız.

Mineral standartları:

50-175 ppm CaCO3 (2,9-9,8 dH °) toplam sertliği
40-75 ppm CaCO3 (2,2-4,2 dH °) karbonat sertliği
pH 6-8
(ppm, burada mg / l’ye eşittir)

Peki ya suyun pH’ı ne olmalı?
Temel olarak su nötrdür, yani pH 7’dir. Bununla birlikte, suda çözünen farklı moleküller nedeniyle hafif asidik veya alkali de olabilir. Sonuç olarak, Avrupa’da ve Türkiye’de normal içme suyunun pH değeri ≥ 6,5 ile ≤ 9,5 arasında değişiyor.

Kahve için pH derecesi ne anlama gelir?

Bikarbonat, kahvedeki asitliği düzenler. Kahvenin aromasını dengelemek için pH’ı sabit tutan (“tamponlama”) en azından biraz alkaliliğe sahip olmak isteriz. Ancak çok yüksek alkalinite, kahvenin içinde olmasına rağmen kahvenin karakteristik hoş asitliği hissetmemizi engeller. Tadı donuk, düz ve basit olur. Kahve köpürür, üstünde balonlar oluşur. Öte yandan çok düşük alkalinite ile kahvenin tadı sirkeli olur ve ekşileşir.

Asidik su, ekstraksiyon için kötü fakat ancak lezzet açısından iyidir.

Kahve hazırlarken nasıl su kullanmalı?

Sonuç olarak, kahve hazırlarken plastik şişeden gelen suları kullanmayı bırakmalısın. Musluk suyunun kötü tadı ve kokusu da kahvenin tadını direkt olarak etkiler. Lezzetli bir kahve içmek ve kahvenin kendi karakteristik tadını almak için ev tipi musluk filtresi edinmelisin. Suyun pH dengesini düzenleyen ve minerallerini koruyan su filtreleri kahvenin tadını geliştirir.

TAPP Water filtresi pratik takıp çıkarma özelliği sayesinde seninle birlikte kahve yolculuğuna eşlik edebilir. Tatillerde yanına su filtresini alıp otelde veya kaldığın evde TAPP Water su filtresiyle lezzetli kahveler demleyebilirsin.